Lenf bezleri (nodları), vücudumuzda boyunda, koltuk altlarında, kalp komşuluğunda, kasıklarda, karın boşluğunda ve vücudun diğer bölgelerinde bulunmaktadır. Bezeler, vücudumuzun savunma mekanizmalarında önemli görevler görürler. Bazen bu bezeler, bir çok nedenle büyür çocuğun veya ebeveynin eline gelebilir boyuta ulaşabilir. Bu durum lenfadenopati olarak adlandırlır. Çocuklarda lenf bezleri, erişkinlerle karşılaştırıldığında çeşitli uyarılara hızlı ve etkin cevap vermekte ve kolaylıkla görünüt hale gelmektedirler. Sağlıklı çocuklarda ve hatta yenidoğanlarda bile küçük lenf bezleri ele gelebilir.
Lenf bezlerinin büyüme nedenlerinin belirlenmesinde lenf bezlerinin büyüklüğü, sayısı, yeri, çevre doku ile ilişkisi, kıvamı, hastanın yaşı ve beraberindeki diğer klinik semptomlar ile lenf bezlerinin boyutunun değişkenlik gösterip göstermemesinin değerlendirilmesi gereklidir. Lenfadenopatilerin değerlendirilmesi için tanısal yaklaşımın esası dikkatli bir öykü alma ve fizik muayeneden geçmektedir.
Öykü ve fizik muayene ile mutlaka belirlenmesi gereken hususlar; lenfadenopatide enfeksiyon bulgusu (ağrı, kızarıklık, ısı artışı, fluktuasyon, fistulizasyon), lenf noduna komşu bölgede enfeksiyon bulgusu durumu (Ciltte yara, travma vb), sistemik bulgu varlığı (ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, anemi, döküntü, organomegali), lenfadenopatinin yaygınlığı, büyüme hızı (akut, kronik), çevre dokularla ilişkisi (yapışık, hareketli) ve lenfadenopatiye neden olacak bir ilaç kullanma öyküsü şeklinde sıralanabilir. Lenfadenopati muayene edildiğinde eğer lokalize ise klinisyen lenf nodunun drene ettiği yerdeki deri lezyonları, enfeksiyon ve tümörleri gözden geçirmelidir.
Muayenenin önemli bir noktası yaygın lenfadenopati olup olmadığının saptanmasıdır. Fizik muayene ile bir lenf nodu palpe edilmiş ise şu özelliklere dikkat edilmeli;
Lenfadenopatili çocuğun tanısal yaklaşımında gereksiz tetkik isteyerek zaman ve para kaybına yol açmamak için ayrıntılı öykü ve fizik muayene eşliğinde her vaka ayrı değerlendirilmeli ve buna göre testlerin istenilmesi gerekmektedir.
Genel olarak; tam kan sayımı, periferik yayma, sedimentasyon, karaciğer ve böbrek fonksiyonları, idrar analizi, LDH, kalsiyum, fosfor, ürik asit, PPD, serolojik testler (EBV, CMV, Toxoplasma, HIV), görüntüleme tetkikleri (iki yönlü akciğer grafsi, ultrason, BT, vb) ve eksizyonal biyopsi başlıca yararlanılan yöntemlerdir. Ultrasonografi ile lenfadenopatilerin boyut ve sayıları tanımlanabilir, reaktif olup olmadığı ve malignite telkin eden radyolojik bulgular saptanabilir.
Lenfadenopatiler değerlendirilirken lenf nodu büyümesi 2 haftadan uzun süre devam ediyorsa, 4-6 haftada küçülme yoksa, LAP supraklavikuler bölge yerleşimli ise, anormal klinik bulguların varlığında (zayıflama, ateş, gece terlemesi, organomegali) biyopsi ile tanı kesinleştirlmeli ve malignite dışlanmalıdır.
Hiç Soru Sorulmamış. İlk soruyu siz sorun...