Prof. Dr. Ahmet Demir
Emzirme, tüm memeli canlılarda masum ve savunmasız yenidoğan bir yavrunun ana beslenme şeklidir. Emzirmede temel besin kaynağı anne sütüdür. Dünyada artık anne sütünün, bir bebek için en ideal besin kaynağı olduğu kesin olarak kabul edilmiş durumdadır. Bu kapsamda ele alındığında Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in anne sütü ile ilgili önerileri şu şekilde sıralanabilir;
Bir bebek dünyaya gelir gelmez mümkünse ilk yarım saat içerisinde annesine verilmeli ve emmesi sağlanmalıdır. Bu bir yandan bebeğin dış dünyaya daha çabuk adapte olmasını sağlarken diğer yandan da annede hem psikolojik ve fizyolojik olarak iyilik hali hemde rahim kanamalarının daha kısa sürede geçmesini sağlayacaktır. Ayrıca bebekte olası bir kan şekeri düşmesini de engelleyeceği için beyin sağlığı açısından bu erken beslenme çok değerlidir.
Emzirme, bir çok şekil ve pozisyonda yapılabilir. Ancak bunların hepsinin ortak noktası, annenin rahat bir pozisyonda oturmasıdır. Sosyal ve psikolojik olarak annenin iyilik hali, emzirmedeki verimliliği arttırmada en önemli faktördür. İlk üç ayda bebekler en geç 3 saatte bir olmak üzere 2-3 saatte bir emzirilmelidr. 3 saatten sonra bebek mutlaka gerekirse uyandırılarak emzirilmelidir. Daha sonraki aylarda gene ana ilke bu sıklık olmakla birlikte, anne ile bebek arasındaki duygusal iletişim oturduktan ve anne bebeğe alıştıktan sonra anne bunu isterse geceleri bazen 4-5 saate kadar uzatabilir.
Piyasada süt arrttırıcı içecekler olarak tanıtılan bir çok içeceğin aslında süt arttırmayı etkileyecek bir mekanizması yoktur. Tabiiki sıvı olduğu için bunun etkisi ile artış olabilir. Bu nedenle ilada bu sıvılardan tüketmek gerekemz. Hatta bazen alerjilere bile enden olabilir. Sütü arttıran en önemli faktör bol sıvı tüketimidir. Emziren anneler günde asgari 2.5- 3 lt su içmelidirler.
Altı aylıktan sonra bebeklere mutlaka aylarına uygun ek gıdalara geçilmeli ve bebek bir yaşına geldiğinde artık tüm ev yemeklerinden yiyebilir alışkanlığı kazanmış olmalıdır. Yani “sofra çocuğu” haline gelmiş olmalıdır.
Emzirmenin en önemli unsurunun ve amacının anne sütü olduğunu ifade etmiştik. Bunu biraz daha açarak anne sütünün önemi üzerinde durmak isterim.
Anne sütü ilk 6 ayda bebeğin büyümesi ve gelişmesi için başka hiçbir gıdaya ihtiyaç bırakmayacak şekilde tüm besin öğelerini, vitamin ve mineralleri içermektedir. Burda önemli bir nokta annenin çok çeşitli ve dengeli beslenmesidir. Zira uzun süreli olarak annede besin eksiklikleri devam ederse bir süreden sonra artık, aynı besin ögesi bebekte de eksik olmaya başlayacaktır.
Anne sütünde bebeğin hastalıklarla mücadelesinde önemli olan antikorlar bulunmaktadır. Bu antikorlar, bebeği özellikle hayatın ilk altı ayında olmak üzer hayatın ilk yıllarında başta enfeksiyonlar olmak üzere hastalıklara karşı korumaktadır.
Anne sütü ile beslenmenin kendisi, bebek ile anne arasında mükemmel bir bağın oluşmasını sağlamaktadır. Bir annenin “Ana” olmasının temelleri emzirme süreci ile zirveye taşınmaktadır. Anne ile bebek arasındaki bu bağ, çocuğun hayatı boyunca diğer insanlarla olan ilişkilerinde ve çocuğun davranışlarında olumlu katkılar sağlamaktadır.
Emme işlemi, bebeğin ağız ve çene yapısının gelişmesine katkı sağlamakta, hormon salınımını uyararak sindirim ve doygunluğun oluşmasını sağlamaktadır.
Anne sütü ile beslenme çocuğun ilerki hayatında da obezite (şişmanlık), yüksek kolesterol, hipertansiyon, şeker hastalığı, astım ve çocukluk çağı lösemileri gibi hastalıkların gelişme riskini de azaltmaktadır. Anne sütü ile beslenen bebekler, diğerlerine göre daha iyi zeka ve davranış testi başarısı göstermektedir.
Anne sütü temiz ve sıcaktır. Bebeğin sindirim sistemi gelişim aşamasına göre uygun bir kompozisyonu vardır. Çene ve diş sağlığı için faydalı ve gereklidir. Ekonomiktir. Sakinleştiricidir. Büyüme faktörleri içerir.
Özetle emzirme ve anne sütü, bebeğin psikolojik, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı gelişimi için vazgeçilmez bir hazinedir.
Hiç Soru Sorulmamış. İlk soruyu siz sorun...